Nilüfer'de Osmanlı’daki işçilerin yaşam koşulları konuşuldu

Nilüfer'de Osmanlı’daki işçilerin yaşam koşulları konuşuldu

“İngiliz Belgelerine Göre 19. yy. Ortasında İstanbul, İzmir, Selanik ve Manastır’da Osmanlı Emekçilerinin Yaşam ve Çalışma Koşulları” başlığıyla Nazım Hikmet Kültürevi Balaban Salonu’nda düzenlenen söyleşide, Osmanlı’daki emekçilerin sosyal ve çalışma hayatına ışık tutuldu.

“19. Yüzyıl ortasında Osmanlı’daki emekçilerin hali İngilizlerin gözünden nasıl gözüküyordu?” sorusu üzerinden Bursa ve İstanbul’daki dönemi anlatan Elçin Arabacı, “Bursa, 1850-1860’lı yıllarda sanayileşmenin başında, nüfus itibariyle de orta ölçekli bir ticaret kenti. Bu dönemde, güç isteyen inşaat ve maden işçiliği gibi meslekler daha fazla kazanıyor. Geleneksel zanaatlara geçildikçe ücretler daha da azalıyor” dedi.

Bursa’da o dönemde faaliyet gösteren ipek fabrikalarında daha çok kadın işçilerin çalıştığına değinen Arabacı, kadınların erkeklere göre çok daha az kazandığını söyledi. Fabrikada çalışan bir kadın işçinin günlük yevmiyesinin 3 kuruş olduğunu ifade eden Arabacı, erkeklerde bu ücretin 22,60 kuruş civarında olduğunun bilgisini verdi. Arabacı, o yıllarda çok fazla çocuk işçinin de çırak olarak çalıştığını ve en düşük ücreti aldıklarını dile getirdi. Arabacı, o yıllarda bir duvarcı ustasının bir günde kazandığı parayla 8 kilodan fazla dana eti alabildiğini söyledi.

İşçilerin çalışma şartları ile ilgili bilgiler de veren Elçin Arabacı, “Mesai, gün doğumundan, gün batımına kadar sürüyordu. Bu süre yaz günleri 12 saati bulurken, kışları ise 8 saat civarında oluyordu. Zanaatkarlar ya da esnaflar gün içinde sık sık mola verme imkanına sahip olsa da fabrikada çalışan kadınlar için böyle bir durum söz konusu değildi. Uzun süre kapalı alanlarda çalışan birçok kadın D vitamini eksikliğinden kaynaklı hastalıklar yaşadı ve hatta bunların bazıları ölümle sonuçlandı” dedi.

  Hibya Haber Ajansı